بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لِّأَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ ٣٨

Sağcılar için.

– İbni Kesir

ثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ٣٩

Bir çoğu öncekilerden,

– İbni Kesir

وَثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْءَاخِرِينَ ٤٠

Bir çoğu da sonrakilerdendir.

– İbni Kesir

وَأَصْحَٰبُ ٱلشِّمَالِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلشِّمَالِ ٤١

Solcular da. Solcular kimlerdir?

– İbni Kesir

فِى سَمُومٍ وَحَمِيمٍ ٤٢

Kızgın ateşte, kaynar sulardadırlar.

– İbni Kesir

وَظِلٍّ مِّن يَحْمُومٍ ٤٣

Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.

– İbni Kesir

لَّا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ ٤٤

Ne serindir, ne de hoştur.

– İbni Kesir

إِنَّهُمْ كَانُواْ قَبْلَ ذَٰلِكَ مُتْرَفِينَ ٤٥

Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.

– İbni Kesir

وَكَانُواْ يُصِرُّونَ عَلَى ٱلْحِنثِ ٱلْعَظِيمِ ٤٦

Ve büyük günah işlemekte direnip dururlardı.

– İbni Kesir

وَكَانُواْ يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ٤٧

Ve derlerdi ki: Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, gerçekten biz mi yeniden diriltileceğiz?

– İbni Kesir

أَوَءَابَآؤُنَا ٱلْأَوَّلُونَ ٤٨

Önce gelmiş geçmiş atalarımız da mı?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu